A.Fomenko, G.Nosovskiy
YENİ KRONOLOJİ VE ONA KARŞI MÜCADELE

1995 senesinde ‘Yeni Kronoloji ve Rus, İngiltere ve Roma’nın Eski Çağ tarihinin konsepti (Moskova, MDÜ, 1995; "Новая хронология и концепция древней истории Руси, Англии и Рима") kitabının isminde Eski Çağ’ın dünya kronolojisinin düzeltilmiş, çağdaş doğal bilimsel yöntemlerin kullanılmasıyla yaratılan versiyonunu kaydetmek amacıyla ilk kez ‘Yeni Kronoloji’ terimini kullandık (soyadlarımız olmadan). Uzun zaman bu terim yalnızca bizim araştırmalarımıza aitti, bazen de N. Morozov, Edwin Johnson, Jacques Ardouin, İsaac Newton vs. gibi bizim öncekilerimizin çalışmalarına geçmiş tarihli olarak atfedilirdi. Bu arada 2001 senesinden itibaren ‘Yeni Kronoloji’ terimi, İngilizce literatüründe ejiptolog David Rohl’ün çalışmalarıyla çağrışmaya başladı. O, 1995 senesinde çıkan ‘A Test of Time’ (Zamanın bir Test Edilmesi) kitabında Eski Çağ Mısır kronolojisinde küçük, üç yüz sene civarında değişmeler yapmayı önerdi. Onun yayımladığı kitaptaki resimlerin birinde kendi versiyonunu geçerken ‘yeni kronoloji’ adlandırdı, ama yeni bir terim ve yeni bir olay olarak değil, kendi versiyonunu Mısırbilim’de pek çok bulunan diğer versiyonlardan ayırt etmek amacıyla. Uzun bir zaman sonra geçmiş tarihli olarak David Rohl’e ‘yeni kronolojinin yaratılmasını’ atfetmeye başladılar. Kanımızca, bu adım tarihçiler tarafından kasıtlı yapıldı bizim geliştirdiğimiz terimi bambaşka bir anlam ile doldurarak onu diğer yazarların isimleri ile bağlandırıp elimizden almak amacıyla. Bu tarz ‘bilimsel yöntemler’ ile mücadele etmek gayet zordur, ve biz bunu yapacak değiliz. Bu yüzden belki teorimizi yalnızca ‘Yeni Kronoloji’ değil, ‘Fomenko-Noskovskiy’in Yeni Kronolojisi’ olarak adlandırmak mantıklı olur.

Genel olarak Batı’daki Yeni Kronoloji’nin tarihi, tarihçilerin, kronolojiden anlamak ve onu demagoji halinden bilim haline getirmek amacıyla yapılan araştırmalara karşı mücadelesi olarak tarif edilebilir. Bu mücadelenin asıl yöntemlerinin biri, okuyucunun fikirlerini yanlış yöne çekmek hedefiyle kavramların ve yazarların değişimidir. Biz bununla ne kastediyoruz? Çarpıcı bir örnek verelim. XX. yüzyılın başında Rusya’da N. Morozov’un kronoloji üzerinde çalışmaları yayınlandı. Kitaplarının konuya giriş niteliğini taşıyan, ana olmayan biri zamanıyla Almanca’ya çevrildi, ama yok sayılacak kadar küçük sayıda. Bu kitaplarda Skaliger kronolojisinin ciddi eleştirel analizi yapıldı ve onun düzeltilmesi için bilimsel yöntemler sunuldu. Vurguladığımız şudur ki, N. Morozov’un geliştirdiği yöntemler, sözdebilimsel nitelikte değil, tam bilimsel konumdaydı. Bunlar kuruntulara dayalı değildi. Morozov, tarihin Skaliger versiyonunda ‘tekrarlamalar’ keşfedip ‘Antik Çağ’ hükümdarlarının bazı hanedanlarının farklı vakayinamelerin sayfalarında aynı, gerçek, ama daha geç bir zamana ait olan hanedanın yansımaları olduğunu öne sürdü. Savunduğu, gerçek kronolojinin kurulması için bazı hayalet hükümdarları ‘yapıştırıp’ özdeşleştirmek gerek. Bu fikir kökte yeniydi. Morozov’un öncekilerinin hiç birinde bulunmayan bir düşünceydi bu. Ne Gardouin’de, ne Isaac Newton’da, ne de diğerlerinde.

Batılı bilim adamları, N. Morozov’un çalışmalarını ‘okumazlıktan’ geldiler. Bu bizim tahminimiz değil, çünkü farklı bahanelerle bundan bizzat emin olduk. Aynen şimdi bizim araştırmlarımızı ‘okumazlıktan’ geldikleri gibi. Rusya’da Yeni Kronoloji terimi uzun zaman belirgin bir şekilde duyulduğu sürece Yeni Kronoloji (New Chronology) terimini yalnızca ‘tesadüfen’ kullanıma geçiriyorlar. N. Morozov’un kitaplarının çevririlip araştırılacağına Batı’da buna benzer konulu çok sayıda diğer kitaplar yazılıp yayınlandı. Ancak, Morozov’un kitaplarından farklı olarak bunlar bilimsel değil, eleştirilmesi çok kolay olan, sözdebilimsel nitelikte araştırmalardı. Ama bunların sonuçları az az Morozov’un sonuçlarına benzediği için Batılı okurda Morozov’un anmasıyla, ‘Ah, işte felaketçiliğin bir daha mensubu, dünya ekseni bir zaman ve bir nedenle (ne zaman ne neden belli değil) oynamış ve bu yüzden tarihte bir şey olup bitmiş diye yuturuyor. Bunu okumaya vakit harcamıyalım’ diye tiksinti doğuyordu. Bu pek doğal bir insan tepkisidir. Zaten istenilen budur.

Tam olup biten neydi peki? Batı’da Rus göçmeni İmmanuil Velikovskiy’in ismiyle bağlanan tam bir bilimsel ekol oluştu. Morozov’un ismi bununla ilgili olarak HİÇ GEÇMİYORDU.

İ. VELİKOVSKİY (1895-1975), parlak bir psikanalist. Rusya’da doğdu, Rusya, İngiltere, Filistin, Almanya ve ABD’da yaşadı ve çalıştı. Önemli oranda N.Morozov’un daha erken araştırmalarına dayanarak, AYNI ZAMANDA ONLARI HİÇ ANIMSAMADAN Eski Çağ tarihi konulu bir takım kitaplar yazdı. Bu kitaplarda Morozov’u takip ederek Eski Çağ tarihindeki bazı çelişkileri sıraladı. İ. Velikovskiy Morozov’dan bazı eski hanedanların özdeşleştirme fikrini borç aldı. Bu fikirden yazılı tarihin (zaman açısından) kısalması gereksinimi kaynakladı. Örneğin, İ. Velikovskiy, ‘Ramses II and his time’ kitabında Hititler hanedanının Khaldei hanedanını dublaj ettiğini öne sürüyor.

İ. Velikovskiy, Morozov’un keşfettiği çelişkileri – vurgulayalım ki, kendisine atıf etmeden – ‘felaketçilik kuramıyla’ anlatmaya çalıştı. Batı’da İ. Velikovskiy, kronolojideki eleştirel ekolün kurucusu olarak geçiyor. Ama esasen o, N. Morozov’un köklü fikirlerinin yerine onların zayıf yerine geçeceklerini geçirerek Skaliger kronolojisini çok fazla büyük dönüştürmelerden korumaya çalıştı. Batı Avrupa’da İ.Velikovskiy’in tarih üzerine eserlerinin Morozov’un daha erken zamana ait olup da daha manalı olan eserlerine göre çok daha iyi bilindiği, XX. yüzyılda Batı Avrupa’da yeni kronolojinin gelişmesini epeyce engelledi.

Neden N. Morozov’un fikirleriyle mücadelede alet olarak kullanılan felaketçilik idi? Yukarıda sıralanan sebeplerden başka olasılıkla şu gerekçe de vardı. Morozov’un araştırmalarının birçoğu gökbilimsel hesaplamalara dayalıydı. Ayrıca vakayinamelerde tarif edilen eski tutulmaların tarihlerine dayalıydı. Morozov, bu tutulmaları Skaliger kronolojisini dikkate almadan tarihlendirerek eski, tarihçilerin sunduğu değil, Orta Çağ’a ait çok daha geç tarihleri ediniyordu. Tarihçiler, kendilerine ‘Bununla nasıl mücadele edilir?’ diye sordular. Bilimsel deliller yoktur. Demagoji ve kuruntular kullanmaya karar verdiler. Şöyle yaptılar. Önce Morozov’a atıf etmeyip te ona dayanarak onun ‘Eski Çağ’ tarihinde bulduğu bazı çelişkileri ve bazı ‘eski’ hayalet hanedanların yine onun bulduğu özdeşleştirmeleri tekrar anlattılar. Ancak enteresan olan şu ki, Morozov’un yalnızca en ‘yumuşak’, ilk aşamada epey olmayan kronoloji oynamalarını çıkaran düşüncelerini borç aldılar. Skaliger kronolojisinin bünyesinde Morozov’un keşfettiği daha büyük değişmelerin sözü geçmedi. Lafı gelmişken bizim sonuçlarımız, N. Morozov’un bile kronolojinin değiştirilmelerinin gereken boyutunu anlamadığını gösterdi. Bizim ana fikrimiz, Morozov’un ana fikrinden Eski Çağ kronolojisinin en az bin sene, vakayinamelerin birçoğu için ise bin beş yüz iki bin sene kısalması ile farklıdır.

Sonra becerikli bir şekilde hiç temeli olmayan bir kuram yaratıldı. Bu kuram uyarınca, ORTA ÇAĞ’DA Güneş sisteminde bir FELAKET olup bitti. Bu felaket, dünya eksenini epey derece oynatmış, bundan sonra eksen eskisinden farklı yasalar ile hareket etmeye devam etmiş. Felaketçiler, bu yasaların ne olduğunu netleştirmiyorlar. Onlar için bu önemli değil zaten. Onların ‘edindiği’ ve Morozov’un gökbilimsel sonuçlarının yarattığı izlenimi azaltmak amacıyla hemen işe geçirdiği ana sonuç şudur ki, çağdaş gökbilimsel kurama göre ‘felaket yılından’ daha erken dönemler için Ay ve Güneş tutulmalarını araştırmak doğru değildir. Bununla birlikte ‘felaket yılını’ becerikli bir şekilde kendileri için gereken döneme hep bağlıyorlar. Mesela, son zamanlarda – olasılıkla bizim araştırmalarımız çıktıktan sonra – onu XIV.-XV. yüzyıllara bağlıyorlar. Yalnızca Eski Çağ konusunda değil, Orta Çağ konusundaki tartışmayı dışlamak amacıyla herhalde. Dünya ekseninin yerinin tutulmaların bölgeye göre değişen görünürlüğünü tesir ettiği ortadadır. İstenilirse ‘korkunç felaketin’ Ay hareketinin mekanda yörüngesini bile değiştirdiği söylenmesi mümkün, ki elbette ‘tutulmaların cetvelini’ tümüyle değiştiriyor. Bunun ardından Morozov’un hesaplamalarının, ve sonra da bizim araştırmalarımızın asırların derinliğini kazamayacağını açıklamak uygundur. Böylelikle Skaliger kronolojisi Morozov’un gökbilimsel yöntemine karşı ‘güvenilir bir muhafazayı’ kazanıyor.

Kaydedilmesi gereken, ‘Almagest’ Yıldızlar kataloğunun tarihlendirilmesi üzerine kitabımız çıktıktan sonra aralarında felaketçiliğin patriği ve kendi İ. Velikovskiy’in mensubu olan Christopher Marx’ın bulunduğu ‘felaketçiler’ kendi ‘metodunun’ etkinliğinden adı gibi emin olarak bize bütün gökbilimsel hesaplarımızın onların parlak ‘felaketçilik kuramı’nın ışığı altında anlamı kaybettiğini zaferce bildirdiler. XIV.-XV. yüzyıllarda bir ‘felaket’ olup bitmiş, dünya ekseni oynamış, Güneş sistemi değişmiş olduğu için XIV. yüzüyıldan önceki dönemler gökbilimi açısından araştırılmaz.

Onların, yıldızların kendi hareketlerinin Güneş sistemindeki felaketlere hiç maruz olmadığını kavramaları son derece nahoştu. Bu felaketlerin boyutları ne olursa. Dünya Jüpiter’in yerine geçseydi bile daha uzak yıldızların hareketsiz fonunda hareket eden uzak yıldızların kendi hareketleri hiç etkilenmezdi. Jüpiter Dünya’nın yerine geçseydi sonuç aynı olurdu. ‘Felaketçilerin’ endişesini anlamak güç değil. M.S. 600 ile 1300 seneleri arasında ‘Almagest’ Yıldızlar kataloğunun bizim edindiğimiz tarihlendirilmesi, Skaliger kronolojisinin ana dayanaklarından birini bozup onu tümüyle yıkıyor esasen. Üstelik bu konudaki bilimsel makalelerimiz yalnızca Rusça basınında değil, İngilizce basınında da ortaya çıktı. Bu makaleler 1988 senesinden itibaren birkaç bilimsel dergide yayınlandı. 1993 ABD’de bu konuda CRC-Press adındaki bilimsel basım evinde İnglizce kitabımız çıktı. Buna rağmen Batılı bilim adamları, inatla araştırmalarımızı okumazlıktan geliyor ve kendileri için Yeni Kronoloji David Rohl’ün güya M.Ö. II. bin senesine aitmiş olan ‘eski’ Mısır tarihindeki üç yüz senelik çelişkiler üzerinde düşüncelerinden başka bir şey değilmiş gibi yapıyorlar. Bu tarz küçük hatalar hakkındaki konuşmaların Skaliger tarihi için tehlikeli olmadığı açıktır. Zaten bu yüzden yer alıyor. Hem de teşvik ediliyor. Zira gerçekten ciddi olan kronoloji sorunlarından dikkat saptırıyor.

Söylenmesi gereken David Rohl, Morozov’un araştırmalarını – ve şimdi ise bu konudaki bizim araştırmalarımızı – bastırıp tahrik etmeye çalışmış ve çalışmakta olan öncekilerinin yaptığını neredeyse tekrar ediyor. Örneğin David Rohl bazı eski Mısır hanedanları suret olduğu için onların ‘yapıştırılması’ gerektiğini ileri sürüyor. Hem de bu fikri kendi öz fikri olarak öne sürüyor.

Bu tamamen yanlıştır. Birincisi, bütün bunların XX. YÜZYILIN BAŞINDA N. MOROZOV TARAFINDAN – hem de David Rohl’ün kalktığına göre çok daha geniş bir boyutta ve çok daha ciddi bir bilgisel yaklaşımla – KEŞFEDİLMİŞ OLDUĞUNU hatırlatalım. İkincisi, David Rohl’ün bu ‘orijinal’ fikirleri 1995 senesinde yayınlandı, yani 1980 senesinde çıkan ilk kronoloji araştırmalarımızdan 15 sene sonra. Bu kitaplarımızda keşfettiğimiz ‘tarihsel suretlerin’ özdeşleştirilmesinin, insanoğlunun yazılı tarihinin birkaç bin sene azalıp bizim için yalnızca X.-XI. yüzyıllardan ve günümüze daha yakın zamandan itibaren bilinmiş hale gelmesine ulaştırdığını gösterilmektedir. Bu konudaki bilimsel araştırmalarımız hem Rusça, hem de İngilizce yayınlandı. Bunlar hem bilimsel, hem de pöpüler, gazete ve televizyon ve yalnızca Rusça değil, İngilizce basınında da belirgin bir tartışmaya yol açtı. David Rohl ve bazı diğer yazarlar ise bütün bunları bilmiyormuş gibi yapıyorlar. Hiç bir şey okumamışlar gibi. Aynı zamanda fiilen Morozov’un neticelerini ve bizim bazı sonuçlarımızı anlatıyorlar. Hem de topladığımız geniş bilgilerden en büyük, Skaliger tarihi için en tehlikeli sonuçlarını kapatmaya çalışarak yalnızca en ‘yumuşak’ fikirlerini titiz titiz seçiyorlar. Araştırmalarımızın belirgin ünü kazandığı 2001 senesinden itibaren ise New Chronology terimini David Rohl’ün ismi ile muzipçe bağlanarak onu bilinen hale sokmaya çalışıyorlar.

Bu fikir basit ve akıllıdır. Okuyucuları Yeni Kronoloji fikirlerine karşı aşılamaktır. Tıpkı tıpta yapıldığı gibi yapıyorlar; organizmanın ince ince hastalanarak sonraki olası daha büyük dozlara karşı bağışıklığı oluşturması için önce zehrin küçük dozunu enjekte ediyorlar. Tarihte de aynı. Toplumda eski tarihin yeniden gözden geçirilmesi gerektiği fikrine karşı bağışıklığı yetiştirmek amacıyla çarpıtılmış ışık altında Morozov’un ve bizim (hem de farklı isimler altında) Yeni Kronoloji’mizin fikirlerinin küçük dozunu ‘enjekte ettiler’.

Bir enteresan olguyu daha kaydedelim. ‘Eski’ Mısır Zodyaklarının Skaliger kronolojisine bakmadan onların gökbilimsel içeriğine göre tarihlendirilmesini ilk öne süren Morozov idi. Morozov’dan önce bu yönde çalışan araştırmacılar elinden geleni yaparak belli bir zaman aralığı içinde, yani Milât civarında yatan bir çözüm bulmaya çalıştılar. Bu çözümü BULAMADILAR. Ya da bunu çok kötü yapıyorlardı. Farklı mazaretler ve ayarlamalar kullanmaya mecburdular.

Tesadüfen mi, değil mi, ama ejiptologların Mısır Zodyaklarını tarihlendirmek için gökbilimi kullanmaya gayretleri asıl MOROZOV’UN İNCELEMELERİNDEN SONRA DURDU. Bununla birlikte ejiptologlar ve birçok gökbilimi tarihçileri Morozov’un kitaplarını ‘okumamış’ gibi yapıyorlar. Sebebi bellidir. Morozov, Mısır zodyaklarının gökbilimsel tarihlendirilmesinin ejiptologların istediği ‘eski’ tarihleri sağlayamadığını ve yalnızca Orta Çağ’daki tarihleri gösterdiğini ispatladı. Ki Mısır’ın küreselce kabul edilen kronolojisine hiç bağlanmıyor.

Söylenmesi gereken, Morozov’un Zodyakların gökbilimsel tarihlendirme araştırmalarında bazı küçük ayarlamalar yer alıyor. Bunların ne olduğunu ‘Mısır’ın Yeni Kronolojisi’ ("Новая хронология Египта") kitabımızda detaylı bir şekilde anlatıyoruz. Ama Morozov’un bu ayarlamaları, yazarlarının ne pahasına olursa olsun Mısır’ın Skaliger kronolojisine uyan tarihleri edinmeye çalıştığı bütün diğer önceki araştırmalardan çok daha azdı. Morozov’un araştırmaları çıktıktan sonra ayarlamalar giderilir giderilmez Zodyakların gökbilimsel tarihlerinin istesek mi istemesek mi yukarıya, yani Orta Çağ’a çıktığı açıklığa kavuştu.

Bu sebeple tekrar aşağıdaki soruyu soruyoruz. Ejiptologların Morozov’un araştırmaları çıktıktan sonra Mısır Zodyaklarının gökbilimsel tarihlendirilmesi üzerine faaliyetlerini aniden azalttıkları tesadüf mü? Bugün onlar, eski Mısır Zodyakları konuşulurken ne olursan olsun gökbiliminden uzaklaşmaya çalışıyorlar. Tartışma derhal başka bir yöne gönderiliyor. Belirgin bir meselenin çözülmesi, yani Zodyakların gökbilimsel içeriğinin deşifre edilip onların sert tarihlendirilmesinin yerine eski Mısırlıların dini hakkında bulanık ve Skaliger kronolojisi için emniyetli olan düşünceler geçiriliyor. Mısır Zodyaklarının sembollerinin gökbilimi ile bir alakası varsa bile bu alaka güya çok saf ve fantastikmiş gibi yapıyorlar. Yeni Kronoloji’ye karşı mücadeledeki bir akım daha böyle biraz gizli şekilde geçiyor.

Son senelerde Yeni Kronoloji üzerindeki çalışmalarımız yalnızca ilgiyi değil, kronoloji alanındaki sonuçlarımız ve dünya tarihinin bizim yapılandırmamız üzerine dayalı diğer çalışmaları uyandırmaya başladı.

Aşağıdaki yazarların kitaplarını kaydedelim, V. Nikerov, Y. Tabov, E. Gaboviç, N. Hodakovskiy, N. Milâh, L. Boçarov, N. Efimov, İ. Çaçuh, İ. Çernışov. İ. Musina, Y. Tabov’un kitabı için enteresan bir önsözü yazdı. Sıralanan yazarların araştırmalarında Yeni Kronoloji’nin fikirleri anlatılıyor ve bir takım yeni düşünceler ve ekler veriliyor.

chronologia.org websitesinde bizim editörlüğümüz altında Yeni Kronoloji üzerinde elektronik makale derlemesi çıkıyor. Bu yana kadar iki baskı çıktı. Bu derimlerde enteresan makaleler çoktur. Onları yazan Y. Tabov, N. Tomov, D. Dimkova, A. Türin, A. Verövkin, S. Çesnokov, N. Gostev vs.

Aynı zamanda bizim araştırmalarımız, çoğunlukla temelleri olmayan birçok farklı taklitler ve ‘yapılandırmalar’ doğurdu. Ancak bazılarında ayrı enteresan fikiler bulunuyor. Mesela, bizim araştırmalarımızın peşine A. Jabinskiy, kitaplarını yazıyor. Bazıları enteresandır. Ama A. Jabinskiy’in reklamcı ‘Jabinskiy sinüsoiti’ ismi altında kronolojide kendisini güya yeni yöntemin yaratıcısı olarak göstermeye yönelik garip çabaları ilgi çekicidir. Gerçekte söz konusu, yalnızca sanatlar tarihi alanında grafik tanıtmasıyla bizim sonuçlarımızın kullanılmasıdır, ki ‘keşif’ olarak sunuluyor. Son zamanlarda A. Jabinskiy, Yeni Kronoloji’ye dayalı tarihsel romanlara kapıldı. Belki bu hiç de kötü değildir.

Uwe Topper’in iki kitabı, kronolojinin düzeltilmesine yönelik сiddi çabalar içermeyip te Skaliger versiyonundaki hatalar ve tutarsızlıklara işaret eden sade eliştirel çalışmalardan sayılabilir. Bu tarz kitaplar da faydalı olsa da bu aşamayı aşılmış sayıyoruz.

S. Valyanskiy ve D. Kalüjniy’ın sözde ‘Kronotronik’ üzerine kitapları ayrı anmaya değer. Kronotronik, S. Valyanskiy ve D. Kalüjniy’ın kendileri uydurduğu tıhafımsı sözdebilimsel terimdir. Onların ‘faaliyeti’nin Yeni Kronoloji için faydadan daha çok zarar gösterdiğini sayıyoruz. S. Valyanskiy ve D. Kalüjniy’ın ilk kitapları, özetle N. Morozov’un düşüncelerinin serbest ve doğrudan pek uzak olan anlatımıdır. Ama S. Valyanskiy ve D. Kalüjniy, kendi eserlerini Morozov’un teorisini öne süren yeni keşifler olarak tanıtıyordu. Ki – tekrarlayalım – yanlış olup bazı insanları yanıltıyordu. Bu tarz anlatımlardan kendi Morozov’un kitaplarını okumak daha faydalıdır elbette. Tabii Morozov’un kitapları popüler değildir. Onların amaç grubu, sıradan okuyucular değil, araştırmacılardır. Zamanıyla ünlü matematikçi profesör M. Postnikov, ‘Eski Dünyanın Kronolojisinin Eliştirel Araştırılması’ kitabında Morozov’un fikirlerinin iyi anlatımını sundu. Son zamanlarda S. Valyanskiy ve D. Kalüjniy, olasılıkla çalıntının kapasitelerini tüketip Eski Çağ kronolojisi mevzusundan uzaklaşıp çağdaş konulara geçtiler.

Yazarları Yeni Kronoloji ile uğraştığını sayan, ama asıl bilimsel kronoloji ile ya asgari alakası olan ya da hiç alakası olmayan bir takım kitapları işaretleyelim. Bununla ilgili olarak sözde ‘çok varyanlı tarih’ üzerine kitapları kaydedelim. Bu terim, onu geliştiren matematikçi profesör A. Gutz tarafından kullanıma geçirildi. Kanımızca ‘çok varyanlı kuramda’ hiç derin anlam bulunmamaktadır. Bu, sade akıl oyunu, ve kronolojiden çok felsefeye aittir.

Bir takım kitapların yazarı ve Yeni Kronoloji’nin propagandacı jealoji mineraloji bilimleri profesörü İ. Davidenko’dan biraz söz edelim. Kendine atıflı olarak kullandığımız bir sürü kıymetli değerlendirmeler geliştirdi. Eski Mısır inşaatında betonun kullanılması fikrine ve J. Davidoviç’in bu konudaki araştırmalarına dikkatimizi çeken oydu. Ama I. Davidenko’nun kitapları ve demeçlerinde kıymetli fikirlerle düşüncelerin yanısıra hiç temeli olmayan iddialar bulunmaktadır. Örnek olarak Avrasya’ya güya GEÇ Orta Çağ’da yığınıp onu neredeyse tümüyle batıran tufan fikrini sunalım. Asıl bu, aynı ‘felaketçilik’in varyanıdır. Ve Rus felaketçiliği, tıpkı onun Batılı paterni olarak Yeni Kronoloji’ye karşı mücadele için temelsizce kullanılmaktadır. Olasılıkla samimi olan kendi İ. Davidenko’yu kastetmiyoruz. Buna rağmen onun bu nevi iddiaları Yeni Kronoloji’ye zarar veriyor.

Müdürü profesör, kimya bilimleri doktoru Ya. Kesler olan ‘Medeniyet’ (“Цивилизация») Projesi’nin bir kısmı newchrono.ru websitesinin bugünkü durumu hakkında görüşümüzü öne sürelim. newchrono.ru websitesinin tarihçesi şudur. Başta İnternet’te kronoloji sorunları konuşmak için bizim tarafımızdan yaratıldı. Bundan zaten onun ismi kaynaklanıyor: newchrono, Yeni Kronoloji (New Chronology) isminin kısalması. Ama bir iki sene sonra bu website tümüyle kontrolümüz altından çıktı ve amaçları farklı olan insanlar tarafından ele geçirildi. Bu insanların hedefleri, Yeni Kronoloji ile saklı mücadele, ne kronoloji ile ne de asıl bilim ile alakası olan fikirlerin propagandası, Yeni Kronoloji teriminin anlamının değiştirilip paylaşmadığımız fikirlerle doldurulması idi. Hem de Yeni Kronoloji’nin başında olmaya yönelik inatçı çabalar, yani tantanalı ‘önde gelen Yeni Kronolojici’ unvanlarını gerçekten kronolojiden anlamayan ve bu konuda bildiklerinin bizim kitaplarımızdan yarı yarıya okudukları ile yetindiği bir grup insanlara atfetmektir.

Burada Ya. Kesler’in faaliyetini keydetmeden olamayız. Onun, araştırmalarımızdan – elbette atıfsız – aldığı alıntılarla genellikle gelişmiş olmayan ve bulanık kendi düşüncelerinden ibaret karışımla doldurulmuş kitapları, Yeni Kronoloji’de değil, ‘Medeniyet’ adında güya çok daha geniş ve önemli olan proje kapsamında ilerici bir şey olarak takdim ediliyor. Gerçekte ise bu projenin çekirdeğinde boş bir demagojiden başka bir şey bulunmamaktadır. Kanımızca Medeniyet Projesi bilimsel olmayıp ta dikkati kronoloji sorunundan saptırmak için tasarlanmıştır. Bugün bu proje kronoloji üzerine araştırmalara katılmak samimi isteyenler için bir nevi ‘tuzak’tır. Onların isteklerini söndürmeye ve onların ilgisini ‘gerekli yöne’ yönlendirmeye çalışıyorlar. Söylenmesi gereken, S. Valyanskiy ve D. Kalüjniy ve bazı diğerlerinden farklı olarak Kesler’in ve ‘Medeniyet’ projesinin faaliyeti çok daha iyi örgenize edilmiş ve çok daha bileşiktir. Bu proje, ‘arkadaşları’ maskesi altında Yeni Kronoloji’ye karşı yönelik büyük bir projedir gerçekten.

Bunu anlayınca ‘Medeniyet’ Projesinin müdürlüğünden insanları yanıltmamak amacıyla newchronu.ru ismini değiştirmesini talep ettik. Ama bizim ısrarlı taleplerimize rağmen bu yana kadar bir şey değişmedi. Bizim kanımızca ‘Medeniyet’ Projesinin müdürlüğü tarafından Yeni Kronoloji fikirlerine karşı kasıtlı bir mücadele yapılmaktadır.

Son zamanlarda bazı fikirlerimiz ayrı ‘pek önde gelen’ tarihçilere yavaş yavaş ulaşır oldu. Bu aşamada gayet ilginç bir olay gözlemlenmektedir. Onların bazıları, bizim fikrimizi sindirip onu kendi öz bir fikri sanmaya başlıyorlar. Eşzamanlı bizi azarladıkları ve bizim sonuçlarımızı kendilerine atfettiği kitapları yayımlıyorlar. Bir örnek verelim. 2000 senesinin en sonunda ‘Veçe’ (Вече) Basımevinde profesyonel arkeologlar A. Bıçkov, A. Nizovskiy ve P. Çernosvitov’un ‘Eski Rus’un Esrarları’ (Загадки Древней Руси) kitabı çıktı. Bu kitabın üçte biri Kulikovo Savaşı’na adanmış. Yazarlar, Tula ilinde tarihçilerin bugün ‘Kulikovo Tarlası’ adlandırdığı yerin arkeolojisini detay detay tarif ediyorlar. Burada Kulikovo Savaşı’nın ya da başka büyük bir Orta Çağ savaşının olup bittiğini ispatlayan hiç bir arkeolojik buluntunun BULUNMADIĞI anlatılıyor.

Sonuçta A. Bıçkov, A. Nizovskiy ve P. Çernosvitov, Kulikovo Tarlasının bambaşka bir yerde bulunduğu neticesini çıkarıyorlar. Sonra Kulikovo Savaşı’nın Moskova zemininde olup bittiğini anlatan bizim yapılandırmamızı anıyorlar. Bundan sonra bizim yapılandırmamızın inandırıcı olmadığını savunur savunmaz Kulikovo Tarlasının Moskova zemininin içinde bulunduğuna dair ‘kendi öz’ yapılandırmalarını sunuyorlar (?!). Bu versiyon, kitabın yazarlarından birinin ismi olan Bıçkov versiyonu olarak adlandırıldı. Tekrarlayalım ki, tarihçiler ya bizi küfürleyerek azarlıyorlar ya Bıçkov gibi utanmadan bizim sonuçlarımızı kendilerine atfediyorlar. Hem de bazen ikisini eşzamanlı ustaca yapıyorlar.

Söylenmesi gereken, A. Bıçkov’un kitaplarında eski kaynaklardan alınan yazılar vs. gibi yer yer enteresan veriler bulunmaktadır. Ancak A. Bıçkov tarihte olup bitenlerden anlamaya ve kendi yapılandırmasını öne sürmeye çalıştığında bulanık ve inandırıcı olmayan firiklerden dışarı çıkmıyor.

Bu örnekten bazı tarihçilerin ve özellikle kazıların gerçek melzemeleriyle doğrudan çalışan arkeologların bazen Skaliger versiyonunun doğru olmadığını ve bizim yeniden yapılandırmamızın haklılığını anladığı bellidir. Ama bunu herkes içinde ‘esnaflık’ sebepleriyle itiraf edemezler. Sonuçta ne bizim yapılandırmamızla ne de Skaliger versiyonuyla uyuşan kendi öz bir şey sunmaya çabalar başlıyor. Başaramıyorlar. Sorun şudur ki, tarih gerçeği tektir, ve bu gerçek, olasılıkla, bizim araştırmalarımızla az çok açıklığa kavuştu.

Yeni Kronoloji ile mücedelenin yönlerinden biri, kitaplar piyasasını bu konudaki düşük kaliteli kitaplarla doldurma çabalarıdır. Böyle kitaplardan çağdaş detektifleri yazan A. Buşkov'un bazı kitapları, mesela. 'Bağımsız araştırmacıymış' gibi yaparak bizim kitaplarımızın kısımlarını yeniden yazıyor ve eşzamanlı okura haklı olmadığımız fikrini telkin ediyor. Burada, hem herkesin merak ettiği konuyu işletmek isteği, hem de Yeni Kronoloji ile pek kasıtlı mücedele, onun yatağını değiştirmek niyeti saklıdır.

Yeni Kronoloji ile mücadelenin son zamanda yeni boyut kazanmakta olan diğer önemli ve pek ciddi yönü, Yeni Kronoloji’nin asıl fikirlerinin kasıtlı çarpıtılması ve onların özetle karikatür şeklinde, görünürde ise ciddi akademisyen biçiminde sunulması. Bizim karşıtlarımızın en ağır algıladığı, keşfettiğimiz XIII.-XVI. yüzyıllardaki Büyük Orta Çağ Rus İmparatorluğu’nun var olması. Bu keşfimiz, geçmişin tarihinin kavranması için anahtardır. O, birçok çağdaş insanın bilincinde yer eden görüşleri kökten çeviriyor. Bu bazıların içini kırıyor. Bu, 2004-2005 seneleri arasında yayınlanan bir sürü kitaplardan çok açık. Söz konusu, bizim yapılandırmamız için maskelenmiş parodiler. Bu parodilerin yazarları, kendileri için yakıcı olan Büyük İmparatorluk konusuna hep başvuruyor. Onlar onu çarpıtmak, değiştirmek, olasılıkla kendileri için daha hoş olan bambaşka bir anlamla doldurmak için elinden geleni yapıyorlar. Örneğin, V. Makarenko’nun ‘Rus Nereden Başladı? Eski Dünyanın Yeni Coğrafi’ ("Откуда пошла Русь? Новая география Древнего мира") kitabı, bunlardandır. Bu, çok sayıda cetveller ve diğer sözde bilimsel malzemeler ile dolu 650 sayfalık kalın bir kitaptır. Bu kitabın okuyucuya görünürde bizim tarih yapılandırmamıza benzeyen, ama özetle onunla hiç alakası olmayan bir yapılandırmayı sunup kendisini yoldan saptırmak kışkırtıcı amacıyla bizim araştırmalarımız üzerine yazılmış olduğu gayet açıktır. İmparatorluktan çok söz edilir. Bizim terimlerimiz kullanılmakla beraber manası tümüyle çarpıtılıyor. Bu kitabın 35. sayfasındaki ‘eski dünyanın genel haritası’ neye değer! Ona göre bütün Eski Çağ ve Orta Çağ coğrafyası Kızıl Deniz’in iki kıyısındaki çöle yerleştirildi. Elbette Yeni Kronoloji’ye karşı böyle çabaların sarfedildiğini değerlendiriyoruz. Zira 650 sayfası saçma dolu bu kitabı yayınlamak kolay bir iş değildi herhalde. Olasılıkla, birine çok derin dokunduk. Tavsiyemiz, boş verin.

Büyük İmparatorluk tarihinin bizim yapılandırmamızı çarpıtan kitaplar arasında A. Sinelnikov’un reklamcı ‘Yahudilerin Orta Çağ İmparatorluğu’ («Средневековая империя евреев») adında geçenlerde çıkan kitabı. Yazar, kendisini bizim taraftarımız ilan etmesiyle başlıyor ve hatta Yeni Kronoloji’yi gelenekçi tarihçilerin saldırılarından koruyor gibi yapıyor. Ama sonra öne sürdüğümüz bazı fikirleri (genellikle İmparatorluğun mali tabakası hakkındaki fikrimizi) ‘gereken bir şekilde’ ‘geliştirmeye’ başlıyor. Bize göre A. Sinelnikov’un savunduğu düşünceler bulanık ve bir takım alıntılar kullanmasıyla yetiniyor. Elbette A. Sinelnikov’un kendi fikirlerini ifade etmeye tüm hakları vardır, ama kendi fikirlerini Yeni Kronoloji’den net bir şekilde ayırması lazım. Bizim fikirlerimiz ve terimlerimizle karışım, kitabın Yeni Kronoloji’ye uygun olarak onun ileri aşaması açısından yazılmış olduğuna dair yanlış izlenimi yaratıyor. Gerçekten ise, kanımızca, kitap zayıftır.

Yeni Kronoloji’ye karşı bir şekilde savaşmanın hokkabazlık, yeri değiştirme, okuyucuyu yanlış yöne saptırması, farklı ‘görüş aşıları’ veya yalnızca bulanık metinlerin yazılması (V. Polyakovskiy vs.) yoluyla diğer daha küçük çabaları sıralamayız.

 

A. Fomenko, G. Nosovskiy.

2005, Haziran. Moskova.

 

>