BÖLÜM 5.
TRUVA SAVAŞI M.S. XIII. YÜZYILDA GERÇEKLEŞMİŞTİ.
SANAL YANSIMALARI GOT SAVAŞI VE TARQUİN SAVAŞI’DIR.
1. TİTUS LİVİUS’UN “ANTİK KRALLIK ROMASI” 1053 YILLIK OYNAMAYLA ÜÇÜNCÜ ROMA İMPARATORLUĞU’NU KAPLAMAKTADIR.
&0. ÖZDEŞLEŞTİRMENİN KISA TARİFİ
Yukarıda, “Skaliger ders kitabında” ortaya çıkan ve yaklaşık 333 yıllık ve 1053 yıllık oynamalar dâhil olmak üzere kronoloji oynamalarının sonucu olan bazı hanedan paralelliklerini kısaca tarif ettik. 1053 yıllık kronoloji oynamasını tarif etmeye devam edelim. DOĞRU TARİHLERİN yeniden kurulması yönteminin, “Sayılar Yalana Karşı” (6. bölüme bakınız) kitabımızda kısaca anlattığımız görünümünü aşağıda daha ayrıntılı bir şekilde tarif edelim.
“Antik” Roma ve Orta Çağ Roması’nın tarihine bakalım. Birazdan tarif etmeye başlayacağımız paralellik 1300 (!) yılı kapsamaktadır. Bu paralellik “antik” Roma’yı Orta Çağ Roması ile özdeşleştiriyor. Roma’nın, güya yaklaşık M.Ö. 753 yılındaki kuruluşunu en az 1053 yıl yukarıya çıkarmamız gerektiğini görüyoruz. Sonuçta yaklaşık M.S. 300 yılı ortaya çıkıyor. Bu, 1053 yıllık kronoloji oynamasının sonucudur. N.A. Morozov’un, Roma’nın güya M.S. 284-305 yıllarında hüküm sürmüş olan Diolectianus döneminde kurulmuş olduğu hipotezini ileri sürdüğünü de bildirmek gerekir [544]. Ancak, tahmininin yanlış olduğu ortaya çıkmıştır. Araştırmalarımız Roma’nın kuruluş tarihine dair bu bin yıllık oynamanın hiç de YETERLİ OLMADIĞINI gösterdi. İleride bu tarihi bir kez daha yaklaşık 1000-1050 yıl yukarıya çıkarmak zorunda kalacağız. Sonuçta Roma’nın İtalya’daki gerçek kuruluşu M.S. XIV. yüzyıla denk düşecek. “Kutsal Kitap Rusu” kitabımıza bakınız. Ancak, şimdilik bu oynamadan bahsetmeyelim ve birinci adımı ayrıntılı bir şekilde araştıralım.
Herhangi bir ilave hipoteze dayanmadan, bulduğumuz paralelliğin gösterilmesi için aşağıda tarif ettiğimiz gibi formel bir şekilde hareket edelim: Titus Livius’a göre, “Şehrin (güya İtalyan Roması’nın) kuruluşu”nu bugün Skaliger tarihinde yapıldığı gibi M.Ö. 753 yılı ile değil, M.S. 300 yılı ile birleştirelim. Sonra ise “Eski Çağ” ve Orta Çağ kaynaklarından geçerek yukarıya doğru hareket edeceğiz. Buna paralel olarak, “Eski Çağ” olaylarını Orta Çağ olayları ile bir genelgeçer kronoloji formülüne göre karşılaştıracağız. Bu formülü kısaltılmış olarak T=X+300 şeklinde yazalım. Burada, Titus Livius ve başka “antik” kaynaklara göre “Şehrin kuruluşundan” itibaren sayılan yıllara X diyelim. T ise Skaliger “M.S. yıllarını” temsil etmektedir. Yani, Şehrin kuruluşundaki sıfır yılının M.S. 300 yılına düştüğünü kabul etmeyi teklif ediyoruz. Bu “tekdüze katı formül” benim tarafımdan anket-kodlar araştırılırken ve HRKO hesaplanırken bulunmuştu.
Başka deyişle, T=X+300 formülü, yukarıya doğru 1053 yıllık aynı kronoloji oynamasının biraz farklı bir ifadesidir.
Karşılaştırılmakta olan olayların ortaya çıkmış olan paralelliği, Roma’nın “antik” tarihinin T=X+300 formülüne göre Orta Çağ tarihini kapladığını doğrulamaktadır. Yani, Skaliger ders kitabına göre aralarında 1053 yıl fark olan “Eski Çağ” ve Orta Çağ Roma olaylarının gerçekte birbirine çok benzer, çok yakın olduğu ortaya çıkıyor. Biçimsel olarak söyleyecek olursak, bunların anket-kodlarının birbirlerine daha yakın olduğu ortaya çıkıyor. (Bir kez daha tekrarlayalım ki) Bu ardışık paralellik “çok” uzundur. Art arda geçerek bin üç yüz yıl devam etmektedir.
T=X+300 formülüne göre Titus Livius’un [482] “Antik” Krallık Roması, yani terminolojimize göre 244 yıl süren İlk Roma İmparatorluğu güya M.S. 300-552 yıllarına ait olan, Batı’daki Üçüncü Roma İmparatorluğu’nu kaplamaktadır.
Titus Livius’un tarif ettiği yedi kral [482] Üçüncü Roma İmparatorluğu’nun art arda gelen yedi döneminin gerçekten kolektif ve genelleştirilmiş adları-terimleridir. Titus Livius’un, bunun gibi her dönemi Üçüncü İmparatorluğun bir-iki imparatorunun biyografisini sunarak tarif ettiği ortaya çıkıyor. Anlaşılmaktadır ki, Livius yalnız onlarla ilgili ayrıntılara giriyor ve bu dönemin başka hükümdarlarını ya görmezden geliyor ya da bilmiyor.
Birinci ile Üçüncü Roma İmparatorluklarına ait anket-kodlarının oldukça açık bir paralelliğe sahip olduğu ortaya çıkıyor.
Titus Livius’un, Üçüncü Roma İmparatorluğu’nun terimlerine “deşifre edilmiş” olan yedi dönemi-“kral”ı resimlerde gösterilmiştir, bkz. res.5.1 ve res.5.2. Üçüncü Roma İmparatorluğu’nun imparatorlarının tarihleri ve yönetim süreleri ile ilgili tartışmaları 3. bölümde bulabilirsiniz. Res.5.3’te Titus Livius’un kitabından bir sayfa gösterilmiştir. Burada, “antik” Roma ve “antik” kahramanlar Orta Çağ Roması ve kahramanları olarak sunulmuştur.
Bu arada, res.5.4’te elinde GÖZLÜK tutan Titus Livius’u tasvir eden eski bir minyatür gösterilmiştir. Gözlük XIII. yüzyıldan önceki dönemde icat edilmemiş ve ancak XIV. yüzyılda kullanılmaya başlamıştı. Miyoplar için gözlükler ancak XV. yüzyılda, yani daha geç bir dönemde ortaya çıkmıştı [302:2], с.37. Demek ki, güya 1493 yılına ait olan Hartman Schedell’in “Dünya Vakayinamesi”ne illüstrasyon yapanların fikirlerine göre, “antik” Titus Livius XIII. yüzyıldan önce yaşamamıştı. Bu da sonuçlarımıza pek iyi uyar.
Res. 5.2’de gösterilen yönetim sürelerinin, Titus Livius’un saptamış olduğu sayılarla karşılaştırılması şöyle bir sonuç vermektedir [482], kitap 1: 37-37, 43-43, 32-43, 24-21, 38-32, 44-50, 25-26. HRKO kat sayısının hesaplanması sonucunda 10-4 elde ediyoruz. Titus Livius’a göre “Krallık Roması”nın toplam yönetim süresini, tarafımızdan bulunan, Üçüncü Roma İmparatorluğu’nun M.S. 300 ile 552 yılları arasındaki dönemi ile karşılaştıralım. Bu süre, birinci kral Büyük Konstantin’in birinci yönetim yılından hesaplanırsa ya 252 yıl ya da 246 yıldır. Livius’a göre 244 yıldır. Böylelikle (Livius’a göre) 244 yıl ve 252 yıl birbirinden sadece yüzde 3 farklıdır. Yani bu sayılar arasında 8 yıllık fark vardır ve bu fark 244 sayısının aşağı yukarı yüzde üçüne eşittir.
Titus Livius’un Üçüncü Roma İmparatorluğu’nda, bulduğumuz bazı çağların- dönemlerin ayrılması, imparatorluğun büyük KARGAŞALIKLAR ile sınırlanan aralıklara bölünmesi ile uyuşuyor. Bunları, İkinci ve Üçüncü İmparatorlukları karşılaştırırken araştırmıştık. 300 ila 552 yılları arasındaki dönemde Üçüncü İmparatorluğun yukarıda sözü edilen imparatorlarına ait yılları hesaplarsak 242 yıllık sonucu elde ederiz. Titus Livius ise 244 yıl olduğunu söylemiştir. Yani burada KRALLIK SÜRELERİNİN HEMEN HEMEN İDEAL PARALELLİĞİ İLE KARŞI KARŞIYAYIZ. Titus Livius sadece Üçüncü İmparatorluğun yukarıda sözü edilen imparatorlarının yönetim sürelerini toplamıştı.
&1. BİYOGRAFİK PARALELLİK. ROMULUS, KONSTANTİNUS, YAROVAM
Şimdi, sadece düğüm noktalarına dikkat çekerek biyografik paralelliğin kısa tarifini sunalım. Üçüncü Roma İmparatorluğu’nun yukarıda sözü edilen imparatorları ve İsrail ve Yehuda kralları ile ilgili bilgiler için 3. bölüme bakınız. Burada “a” harfi ile Titus Livius’un “Krallık Roması”nı, yani Birinci İmparatorluğu, “b” harfi ile Üçüncü Roma İmparatorluğu’nu, “c” harfi ile Kutsal Kitap İsraili’ni ve Yehuda’nın tarihini belirtiyoruz.
a. BİRİNCİ İMPARATORLUK. Livius’a göre “Romulus Quirinus” dönemi. Bkz. res.5.5.
# b. ÜÇÜNCÜ İMPARATORLUK. Güya M.S. 300-337 yılları arasındaki dönem. Asıl temsilcisi BÜYÜK KONSTANTİNUS’tur: Güya 306-337 yılları.
## c. İSRAİL. I. YAROVAM VE REHAV’AM DÖNEMİ.
1a. BİRİNCİ İMPARATORLUK. Livius Roma’yı Romulus’un kurduğunu bildiriyor [482], kitap.1:7, s.11. Tarihçi Eutropius, “ROMULUS, KENDİ ADINA UYGUN OLARAK ROMA DEDİĞİ ŞEHRİ KURDUKTAN SONRA aşağı yukarı şu şekilde davranmıştı...” diye yazıyor [269], s.8. Böylelikle başkent, kurucusunun adını taşımaktadır. Sesli harfler olmadan RM=RML. Ayrıca Romulus’un, ismi ROMA adıyla hemen hemen uyuşan ROMUS adlı bir kardeşi vardı. Belirtelim ki, Romulus’tan sonra Krallık Roması’nın tarihinde başka başkent kurulmamıştı.
# 1b. ÜÇÜNCÜ İMPARATORLUK. Konstantinius Yeni Roma adlı yeni başkenti kurmuştur (güya taşımıştır). Orta Çağ döneminde bu şehre Konstantinopolis denilmişti. Dolayısıyla burada da başkent, kurucusunun, Konstantinius, adını taşımaktadır. Çok ilginçtir ki, Orta Çağ vakayinameleri Roma’daki I. Konstantinius’un katedraline Romulus’un katedrali diyerek I. Konstantinius ile “antik” Romulus arasındaki paralelliği fiilen gösteriyor [196]. 1. bölüme bakınız. I. Konstantinius döneminden sonra Üçüncü İmparatorluk’ta (300-552 yılları) başka başkent KURULMAMIŞTI.
## 1c. İSRAİL-YEHUDA. I. Konstantinius’un analoğu olan I. Yarovam başkenti, yeni bir başkent kurmak üzere Shechem şehrine taşıyor. 3. bölüme bakınız. I. Yarovam döneminden sonra İsrail Krallığı tarihinde (300-552 yılları) başka başkent KURULMAMIŞTI.
2a. BİRİNCİ İMPARATORLUK. Romulus kardeşi Romus ile birlikte saltanat sürüyor. Sonra, Romulus Romus’u öldürüyor [482], kitap 1:6-7, s.11. Romulus, Romus’u öldürdükten sonra devletin TEK hükümdarı olur [482]. Kaydedelim ki, ünlü harfleri olmadan Romulus ve Romus’un isimleri birbirlerine oldukça yakındır: RML ve RM.
# 2b. ÜÇÜNCÜ İMPARATORLUK. I. Konstantinius, Licinius ile BİRLİKTE SALTANAT SÜRÜYOR. Kısa süre sonra I. Konstantinius, Abidos Savaşı’nda Licinius’u bozguna uğratmıştır. Sonuçta Licinius, I. Konstantinius ile savaşırken öldürülmüştür. Licinius öldükten sonra I. Konstantinius devletteki TEK imparator haline gelmişti. 1. Bölüme bakınız. Konstantinius ve Licinius’un adları birbirlerine benzemiyor.
## 2c. İSRAİL-YEHUDA. I. YAROVAM, REHAV’AM’ ile birlikte saltanat sürüyor. Birlikte saltanat sürdükleri neredeyse tüm zaman boyunca savaşmışlardı. 1. Bölüme bakınız. Ünlü harfleri olmadan İsrail’in ve Yehuda’nın kurucuları olan Yarovam ve Rehav’am’ın isimleri hemen hemen aynı, yani RVM ve RVM.
# 3a. BİRİNCİ İMPARATORLUK. Romulus saltanat sürerken ünlü “Sabin (Lat.) kadınlarının (Sabines – İng.) kaçırılması” olayı meydana geliyor. Hatırlatalım ki, Romalılarda kadın eksikliği ortaya çıkmıştı. Bu yüzden, Romalılar soylarını devam ettirmek üzere komşu kasabadan kadınları kaçırmaya başlamıştır. Bütün bunlar Roma’nın kuruluşu döneminde ortaya çıkıyor [482].
# 3b. ÜÇÜNCÜ İMPARATORLUK. Üçüncü İmparatorluk’ta benzer bir olay bulamadık.
## 3c. İSRAİL-YEHUDA. İsrail Krallığı’nın başlangıcından hemen önce, Kutsal Kitap iyi bilinen “ŞİLOLU KIZLARIN KAÇIRILMASI” efsanesini tarif ediyor (Hâkimler Kitabı 21:21-25). Bu olay Romalıların “Sabin kadınlarının kaçırılması" olayına TÜMÜYLE BENZİYOR. Benyamin’in oğullarında da kadın eksikliği ortaya çıkmıştı. Bunun üzerine, İsrailliler soylarını devam ettirmek üzere başka bir kabilenin kadınlarını kaçırır. Bu eşsiz olayın KUTSAL KİTAP VE ROMA tarifinin daha ayrıntılı açıklamaları için aşağıya bakınız.
4а. BİRİNCİ İMPARATORLUK. Romulus Quirinus henüz hayattayken TANRILAŞTIRILMIŞTI [482], kitap 1:16. Kaydedelim ki, “Quirinus” sözü “İlahi” olarak çevriliyor [544]. Romulus Quirinus, HAYATININ SONUNDA göğe, tanrılara çıkarılmıştı. Livius, “Herkes Romulus’u TANRI GİBİ, TANRININ OĞLU (! - A.F.), çar ve Roma’nın kurucusu olarak selamlıyor, kendisine dua ederek hayırhahlığını rica ediyorlar.” diye yazıyor. Kitap 1:16, s.27. Bunun kesinlikle Hristiyan ve Evanjelik görüşü olduğu bellidir. Hatırlatalım ki, Hz. İsa “cennete alındı”, İncil’e bakınız.
# 4b. ÜÇÜNCÜ İMPARATORLUK. I. Konstantinius de henüz hayattayken TANRILAŞTIRILMIŞTI, bkz. 3. bölüm. Hristiyan kilisesi onu aziz kabul etmişti. I. Konstantinius döneminde, “I. Yarovam’ın sapkın düşüncelerinin” analoğu olan Aryanizm, yani Hristiyan “sapkın düşünceleri” (heresy) ortaya çıkmıştır, yukarıya bakınız. I. Konstantinius’un hayatının sonunda (güya 337 yılında ölmüştür), yaklaşık 333 yılında Aziz Büyük Basileios dünyaya gelmiştir [544], 1. cilt. Onun hakkındaki efsaneler, Hz. İsa hakkında bilinenlerle hemen hemen aynıdır, hem yukarıya hem de [544], 1. cilde bakınız. Dolayısıyla Büyük Basileios ve I. Konstantinius’un hayalet biyografileri birbirleri üzerine büyük “Hristiyan aksini” atıyordu.
## 4c. İSRAİL-YEHUDA. İsrail ve Yehuda krallığının Kutsal Kitap’taki “çift kayıtlı muhasebesi” (bkz. “Sayılar Yalana Karşı”, Ek 4), Aziz Basileios’un ikinci sureti olan Yehuda Kralı Asa’nın, I. Yarovam’ın hükmü bitmeden iki yıl önce iktidara geldiğinin tespit edilmesine yol açıyor. Yani I. Konstantinius’un ve Romulus’un ikinci sureti olan I. Yarovam’ın HAYATININ SONUNDA. Demek ki, Kutsal Kitap’ın bu yerinde de ilk “baş kral” I. Yarovam döneminde ASA’YI (İsa’yı mı?) görüyoruz.
# 5a. BİRİNCİ İMPARATORLUK. Romulus, cennete alındıktan bir müddet sonra “GÖKTEN BİRDENBİRE AŞAĞIYA İNİP” [482], kitap 1:16,26, Lulius Proculus adlı bir Romalının karşısına çıkmıştı. GERİ DÖNEN ROMULUS öğrencilerine nasihat verdikten sonra ARTIK NİHAİ OLARAK CENNETE ALINIYOR. Livius, “Bunları söyledikten sonra GÖĞE ÇIKMIŞTI” diye yazıyor [482], kitap 1:16, s.27.
# 5b. ÜÇÜNCÜ İMPARATORLUK. Aziz Büyük Basileios’un “biyografisinde” cennete alınması ile ilgili bir not bulunmamaktadır.
## 5c. İSRAİL-YEHUDA. İncil, İsa’nın çarmıha gerildikten sonra dünyaya GERİ DÖNDÜĞÜNÜ bildirmektedir. “Bundan sonra (yani Cennete alındıktan sonra - A.F.) İSA ÖĞRENCİLERİNE YİNE GÖRÜNDÜ” (Yuhanna 21:1). Geri dönen İsa öğrencileriyle sohbet ettikten sonra bir daha dönmemek üzere cennete alınır. Luka İncili’nde “Ve onları kutsarken yanlarından ayrıldı, göğe alındı” diye yazıyor (Luka 24:51).
Demek ki Titus Livius’un, Romulus’un “biyografisinin” sonuna hem İsa hem de I. Konstantinius'a dair Hristiyan efsanelerini yerleştirdiğini görüyoruz. Şimdi, Titus Livius’un “Sabin KADINLARININ KAÇIRILMASI” hakkındaki öyküsü ile Kutsal Kitap’ın “ŞİLOLU KIZLARIN KAÇIRILMASI” hakkındaki hikayesi arasındaki daha ayrıntılı karşılaştırmayı sunalım.
6a. BİRİNCİ İMPARATORLUK. Olaylar yeni kurulmuş olan Roma şehrinde, Kral Romulus döneminde, (Livius’a göre) Krallık Roması’nın ORTAYA ÇIKTIĞI ANDA geçmektedir. Yani, bizim terminolojimizi kullanırsak Birinci Roma İmparatorluğu’nun kurulduğu anda geçmektedir. Roma’daki kadın sayısı azdır, bu da soyun devamını tehlikeye atmaktadır. [482], 1.cilt, s.15-16.
## 6c. İSRAİL-YEHUDA. Olay, İsrail Krallığı’nın kuruluşundan HEMEN ÖNCE ortaya çıkıyor: “O günlerde İsrail’in kralı yoktu” (Hakimler Kitabı 21:25). Benyamin’in soyu tükenme tehlikesiyle yüz yüze kalmıştı (Hakimler Kitabı 21:16-24).
7a. BİRİNCİ İMPARATORLUK. Romulus elçilerini Romalılara kadınlarını verme ricasıyla komşu kabilelere göndermişti [482], 1. kitap. Romulus’un elçileri pek sıcak karşılanmamıştı. Komşu kabileler Romalılara kadınlarını vermeyi KABUL ETMEMİŞLERDİ [482], 1. kitap.
## 7c. İSRAİL-YEHUDA. Kutsal Kitap, topluluğun bütün ileri gelenlerinin Benyamin’in soyu için kadınlarla ilgili sorunu çözmek üzere toplantıda bir araya geldiğini bildirmektedir. Benyamin’in oğulları başka İsrail kabilelerinden yardım rica etmişlerdi (Hakimler Kitabı 21). Ret yanıtı almışlardı. “Topluluğun ileri gelenleri... BİZ onlara kızlarımızı eş olarak VEREMEYİZ. Çünkü Benyaminoğulları'na kız veren her İsrailli lanetlenecek diye ant içtik, demişlerdi” (Hakimler Kitabı 21:16, 21:18).
8a. BİRİNCİ İMPARATORLUK. Roma’da, çevre köylerin sakinlerinin eşleriyle birlikte davet edildikleri şenlikler düzenlenmişti. Livius, “Çocukları ve eşleriyle tüm Sabin halkı gelmişti” diye yazıyor [482], 1. cilt, 1:9 kitap, s.16. Romalılar şenlikleri sadece kadınları kaçırmak için düzenlemişlerdi. Sabinliler ile Veniyamin ya da Benyamin isimleri arasındaki yakınlığı fark etmeden geçemeyiz. Mesele şudur ki, “B” ve “V” sesleri birbirlerine çok kolay dönüşüyordu. Sonuçta sesli harfler olmadan SBNN (Sabinliler) ve BNMN (Benyamin) elde ediyoruz.
## 8c. İSRAİL-YEHUDA. Kutsal Kitap, “Sonra, "Şilo'da her yıl RAB adına bir şölen düzenleniyor... Böylece Benyaminoğullarına... gidip bağlarda gizlenin diye öğüt verdiler... Şilolu kızlar dans etmeye kalkınca bağlardan fırlayıp onlardan kendinize birer eş kapın” diye söylüyor (Hâkimler Kitabı 21:19-21).
9a. BİRİNCİ İMPARATORLUK. Şenlikler tam kıvamını bulduğunda Romalılar başkalarının kadınlarına saldırıp onları kaçırırlar. Böylelikle Romalılar kendilerine eş bulup soylarının sürmesini sağladı. Romalıların yeni Şehirlerindeki tarihi işte böyle başlamıştı [482], kitap 1:9. Livius’un fikrine göre, Sabin kadınlarının kaçırılması İtalya’da gerçekleşmişti [482], kitap 1. Ayrıca Livius’a göre, Roma Yunanlıların yıktığı Truva’dan kaçtıktan sonra ilkel Sicilya adasına ayak basan Truvalıların torunları tarafından kurulmuştu [482], kitap 1:1, s.3-4. Dolayısıyla, İtalya Roması’nın kurucuları “Sicilya oğulları” veya oradan göçenler olarak düşünülebilir. Hatırlatalım ki, “antik” yazarlar Hellanicus ve Damastus Roma’nın Odisseas ve Aeneis tarafından kurulmuş olduğunu iddia etmekteydi [579], s.23.
## 9c. İSRAİL-YEHUDA. Kutsal Kitap, “Benyaminoğulları da böyle yaptılar. Kızlar dans ederken her erkek bir kız kapıp götürdü. Kendi topraklarına gittiler, kentlerini onarıp yerleştiler.” diye bildiriyor (Hâkimler Kitabı 21:23). Sabin kadınlarının kaçırılmasının nihai orijinali Novgorodluların Kholop Savaşı’dır. “Oka ile Volga Nehirleri Arasındaki Alanda Krallık Roması” kitabımıza bakınız.
&2. NUMA POMPİLİUS, BÜYÜK BASİLEİOS, ASA
a. BİRİNCİ İMPARATORLUK. Livius’a göre “NUMA POMPİLİUS” dönemidir. Bkz. res.5.6. POMPİLİUS adının içinde JULİANUS ya da AELİUS adlarının bulunması mümkün olabilir. Titus Livius’un burada BÜYÜK JULİANUS’u kastetmiş olması da olasıdır.
# b. ÜÇÜNCÜ İMPARATORLUK. Güya M.Ö. 337-380 yıllarına ait olan dönemdir. Bu dönemin asıl temsilcisi Aziz Büyük Basileios, yani Büyük Kral’dır (güya 333-378 yılları).
O dönemde Roma imparatoru JÜLİANUS da hüküm sürmekteydi (güya 361-363 yılları). [544]’te Jülianus ile Büyük Basileios’un “biyografileri” arasındaki bir paralellik belirtilmiştir.
## c. KUTSAL KİTAP. Yehuda kralı ASA (İsa?) belirttiğimiz gibi Büyük Basileios’un analoğudur. “Sayılar Yalana Karşı” kitabı, 6. bölüme bakınız. Yehuda Krallığı Doğu’daki Üçüncü Roma İmparatorluğu’nu kaplar.
1a. BİRİNCİ İMPARATORLUK. Livius, Numa Pompilius’u adil ve dindar bir hükümdar olarak nitelendirmektedir. Livius, “Numa... dinsel ve sivil kanunlar konusunda çok tecrübeli bir adamdır.” diye yazıyor [482], kitap 1:18, s.30-31. Numa, tanrı Jüpiter’in dolaysız müdahalesi ile Roma tahtına çıkmıştı [482], kitap 1:18. Livius Numa’nın devlet işlerini tarif etmektedir. Bunların hemen hemen hepsinin dinî nitelik taşıması çarpıcıdır [482], kitap 1.
# 1b. ÜÇÜNCÜ İMPARATORLUK. Büyük Basileios=Büyük Kral Hristiyan kilisesinin en önemli adamlarından biridir. Çağdaş litürjinin kurucusu (Büyük Basileios’un litürjisi) olduğu kabul edilmektedir. Yukarıda belirttiğimiz gibi, Büyük Basileios büyük bir ihtimalle Hz. İsa’nın XII. yüzyıldaki yansımasıdır. Büyük Basileios ile ilgili efsaneler onun özellikle kilise-din faaliyetine ve Üçüncü İmparatorluğun tarihindeki rolüne dikkat çekmektedir.
## 1c. İSRAİL-YEHUDA. Hz. İsa dünyaya Tanrı-Baba tarafından insanlara hizmet etsin diye gönderilmiştir. İncil Hz. İsa’nın dinsel faaliyetine özellikle odaklanmaktadır. Hz. İsa’nın XII. yüzyıldaki yansımalarından biri olan “Papa VII. Grigorius Hildebrand” ile ilgili anlatımların nitelikleri de aynıdır.
2a. BİRİNCİ İMPARATORLUK. Numa Pompilius büyük bir takvim reformunu hayata geçirmiştir. Yılı 12 aya bölüp takvimi iklimsel değişimler ve güneş yılı ile uyumlaştırmak için ara ayları koymuştur [482], kitap 1:19. Bütün bunlar artıkyıl sistemini içeren JÜLYEN takviminin ortaya çıkışına çok benziyor. Livius, “Mesai olan ve olmayan günleri belirtmiş olan da o idi.” diye yazıyor [482], kitap 1:19. Belki de burada Pazar günlerinin belirtilmesi konusu bildirilmektedir. “Numa’nın ölümü ile FETRET ortaya çıkmıştı” [482], kitap 1, s.36. Livius’un Numa Pompilius’un ölümü ile ilgili hiçbir şey bildirmemesi gariptir. Bunun sebebi büyük bir ihtimalle Livius’un, cennete alınma dâhil olmak üzere, bu ayrıntıları Romulus’un iktidar döneminin sonuna atmasıdır.
# 2b. ÜÇÜNCÜ İMPARATORLUK. Skaliger tarihine göre, JÜLYEN takvimi güya Jül Sezar tarafından M.Ö. I. yüzyılda, yani İkinci Roma İmparatorluğu’nun başlangıç döneminde hayata geçirilmiştir. Ancak İkinci ile Üçüncü İmparatorluklar arasındaki paralellikten dolayı JÜLYEN takviminin hayata geçirilmesi Jül Sezar’ın ikinci sureti olan Konstantinus Chlorus’un dönemine denk düşmektedir. Yani güya yaklaşık M.S. 305-306 yıllarına. Bu tarih güya Büyük Basileios’un “hüküm sürdüğü” 333-378 yıllarına yakındır. Julianus Sezar’ın (güya 361-363 yılları) Jül Sezar’ı kısmen kapladığını da hatırlatalım. Büyük Basileios’un güya 378 yılındaki ölümü FETRET dönemine yol açmıştı, o yıl içinde karışıklık
söz konusuydu, 3. bölüme bakınız. Böylelikle, Livius’un Numa döneminde tarif ettiği olaylar ile Üçüncü İmparatorluğun başlangıcındaki olaylar arasındaki paralelliği görüyoruz. Vurgulayalım ki, “Sayılar Yalana Karşı” kitabındaki küresel kronolojik haritaya göre (6. bölüm), bu olayların hiçbiri gerçekte M.S. XII. yüzyıldan önce ortaya çıkmış olamaz.
&3. DOMUS TULLUS HOSTİLİUS, III. VALENTİNİANUS, THEODOSİUS, HONORİUS
a.BİRİNCİ İMPARATORLUK. (Livius’a göre) “TULLUS HOSTİLİUS” dönemi. Res. 5.6’ya bakınız.
# b. ÜÇÜNCÜ İMPARATORLUK. Güya M.S. 380-423 yılları. II. VALENTİNİANUS (378-392) ya da I. THEODOSİUS (379-395) ve HONORİUS (395-423).
1a. BİRİNCİ İMPARATORLUK. TULLUS HOSTİLİUS döneminin başlangıcında Tullus ile ARNAVUTLAR arasında bir dizi savaş ortaya çıkıyor, kitap 1:23, s.37. ARNAVUTLAR büyük ordularıyla Roma bölgesine saldırmışlardır. Kral Tullus “saygısızlarla” büyük bir savaş yürütüp ordusuyla ARNAVUT bölgesine doğru ilerlemiştir [482], kitap 1:23. ARNAVUTLAR Mettius Fufetius liderliğinde birleşmişlerdir [482], kitap 1:23, s.37.
# 1b. ÜÇÜNCÜ İMPARATORLUK. Üçüncü İmparatorluk ile İkinci İmparatorluk arasında paralellik olduğu için, Theodosius’un İkinci İmparatorluk’taki analoğu Domitianus’tur. Hükümdarlık döneminin başlangıcında Theodosius-Domitianus “ARNAVUTLARLA” ilk büyük savaşına başlamaktadır (bu II. Valentinianus döneminde ortaya çıkıyor). “BALKAN Yarımadası’nın Roma eyaletlerinin tehlikede olduğunu” öğreniyoruz [327], s.314. Daçyalı ARNAVUTLAR ayaklanmıştı. I. Theodosius döneminde burada Got ARNAVUTLAR söz konusudur. Daçyalılar-Gotlar “Decebelius” liderliğinde birleşmektedir. “Decebelius” ya da “Dakibelius” isminin “daci-savaş” sözünden ortaya çıkmış olması mümkündür. “C (Ts)” ve “K” seslerinin birbirine dönüşmesi olaylarına sık sık rastlanmaktadır. Örnek olarak Sezar-Kesar olayı sunulabilir.
2a.BİRİNCİ İMPARATORLUK. “Antik” ARNAVUTLAR çok geçmeden Kral Tullus ile BARIŞ ANLAŞMASINA varmışlardı, [482], kitap 1:24-25, s.40. Mamafih kısa süre sonra ARNAVUTLAR anlaşmayı bozmuşlardı. Roma’yla, sonucunda ARNAVUTLAR’ın yenildiği İKİNCİ savaş başlamaktadır [482], kitap 1:29-30, s.50.
# 2b. ÜÇÜNCÜ İMPARATORLUK. ARNAVUTLAR, yani daci-gothiler, Theodosius-Domitianus (II. Valentinianus döneminde) ile BARIŞ ANLAŞMASINA varmışlardı [327], s.444. ARNAVUTLAR (daci-gothiler) çok geçmeden barış anlaşmasını bozmuşlardı ve Honorius döneminde Roma ile BİR SAVAŞ DAHA başlamıştı. Bu defa Balkanlar’dan ünlü Alarik gelmektedir [767], 2. cilt, s.793.
3a.BİRİNCİ İMPARATORLUK. Paralelliği göz önünde bulundurursak Kral Tullus’un hükümdarlık döneminin sonunda, yani Honorius zamanında güya M.S. 395-423 yıllarında “Alban tepesine TAŞLAR YAĞDI... İnsanlar bu mucizeye bakmaya gönderildi... GÖKTEN GERÇEKTEN TAŞLAR DÜŞMEKTEYDİ... TEPENİN ÜZERİNDEKİ ağaçlıktan gelen ve Arnavutlara dinsel törenler yapmalarını emreden KORKUNÇ SESİ duydular... Gördüklerinin etkisi altında olan Romalılar dokuz gün boyunca kurban kestiler.” [482], kitap 1:31, s.52-53. Skaliger tarihi versiyonuna göre Alban TEPESİ İTALYA’DA bulunmaktadır. Herhalde Titus Livius burada İtalya’daki yanardağın püskürmesini tarif etmişti. Orada öyle bir volkan gerçekten bulunmaktadır. Anakaradaki tek volkan, Vezüv.
# 3b. ÜÇÜNCÜ İMPARATORLUK. İkinci İmparatorluk’ta güya M.S. 79 yılında Vezüv Yanardağı’nın ünlü püskürmesi ortaya çıkmaktadır. İkinci ve Üçüncü İmparatorlukların paralelliğinden dolayı bu püskürme Honorius döneminde (395-423), güya M.S. 409-420 yılları arasında, hem de büyük bir ihtimalle M.S. 412 yılında meydana gelmiştir. Vezüv, yanında İtalyan Roma şehrinin bulunduğu ünlü İtalyan yanardağıdır. Bu şiddetli püskürme POMPEİ ŞEHRİNİ yok etmiştir. M.S. 333 yılından, yani Hz. İsa’nın analoğu olan Büyük Basileios’un “doğum tarihinden” (yani “milattan sonraki dönemin başlangıcından (“yeni çağın” başlangıcından)) 79 yıl sayarsak tam 412 yılına denk geliriz. Yani Titus Livius’a göre, tam da “Kral Tullus” döneminin sonuna çıkıyoruz. Mamafih, güya
79 yılındaki ya da güya 412 yılındaki püskürmenin gerçekten Vezüv’ün DAHA SONRAKİ püskürmesinin hayalet yansıması olduğunu kaydedelim. Herhalde bu püskürmelerin orijinal- ilk örneklerinden (prototiplerinden) biri 1138-1139 yıllarındaki bir püskürme idi. Buradaki kronoloji oynaması tam 1053 yıldır. Ancak büyük bir ihtimalle “Pompeii püskürmesinin” gerçek prototipi Vezüv’in 1500 yılındaki ya da hatta 1631 yılındaki daha geç püskürmesidir. Ayrıntılar için aşağıya bakınız.
&4. ANCUS MARCİUS, AETİUS
# a. BİRİNCİ İMPARATORLUK. Livius’a göre “ANCUS MARCİUS” dönemi. Res.5.6’ya bakınız.
# b. ÜÇÜNCÜ İMPARATORLUK. Güya M.S. 423-444 yılları dönemi. AETİUS.
1a. BİRİNCİ İMPARATORLUK. Kral Tullus’tan sonra Roma tahtına gelen Ancus Marcius idi [482]. Ancak çok geçmeden Roma’da, sonra Yaşlı L. Tarquin ismini almış olan Lucumo ortaya çıkıyor. Lakabı Tarquinius Priscus’tur [269], s.9. “ETRÜSK kökenli” olduğu düşünülmektedir [269], s.319. Ayrıca bkz. T. Livius, kitap 1:34. Tarquinius Roma’da çok büyük bir etki kazanmaya başlamıştı [482], kitap 1:34, s.58-59. ANCUS Marcius ya da ANTSUS Marcius isminin, TS-C (K) sesleri birbirlerine sık sık dönüştüğünden AETİUS ismine yakın olmasının mümkün olduğunu bildirmek gerek.
# 1b. ÜÇÜNCÜ İMPARATORLUK. Güya 423 ila 444 yılları arasında Aetius Üçüncü İmparatorluğun Batısındaki fiili hükümdar olmuştur, 3. bölüme bakınız. Ancak Roma’daki egemenlik giderek Aetius himayesinin altında bulunan genç III. Valentinianus’un eline geçmeye başlamıştı [767], 2. cilt, [64].
2a. BİRİNCİ İMPARATORLUK. Kısa süre sonra Yaşlı L. Tarquin, Ancus Marcius’u tahttan uzaklaştırıp yerini alarak “antik” Roma’nın kralı olacaktır [482], kitap 1:34.
# 2b. ÜÇÜNCÜ İMPARATORLUK. III. Valentinianus iktidarı fiilen ele geçirerek Roma’nın imparatoru olacaktır. Vasisi Aetius’u tahttan uzaklaştırıp eninde sonunda tahttaki yerini alacaktır. Burada da birbirlerine bağlı olan bir çift politikacıyı görüyoruz. Birincisi, “Barbar kökenli olan” Aetius’tur [64], s.33, 40. Roma’ya uzaktan, başka bir ülkeden gelmişti. İkinci kişi ise Romalı olan III. Valentinianus’tur. Bu kişi Livius’un tarifleri ile karşılaştırıldığında, paralelliğin bu noktasında “Romalı” ve “barbar” ifadelerinin yerlerinin değiştirilmiş olmasının mümkün olduğu ortaya çıkıyor.
3a. BİRİNCİ İMPARATORLUK. Yaşlı L. Tarquin’in yanında “asilzade” karısı Tanaquil bulunuyordu [482], kitap 1:34, s.59. Yaşlı L. Tarquin üzerinde çok büyük bir etkisi vardı. Tanaquil, Yaşlı L. Tarquin’i durmadan kışkırtarak Roma iktidarını ele geçirmeye çalışıyordu. Livius, “Eşinin durumunun ailesinin durumundan düşük olmasına izin vermeyen karısı Tanaquil kocasını sürekli tahrik ediyordu...” diye yazmaktadır [482], kitap 1:34, s.59.
# 3b. ÜÇÜNCÜ İMPARATORLUK. Üçüncü İmparatorluk’ta aynısı ortaya çıkmaktadır. III. Valentinianus’un yanında resmen vasisi olan annesi Plasidia’yı görüyoruz. Plasidia, Aetius’un etkisinin altında bulunmaktaydı [64], [767], 2. cilt. Vakanüvisler Plasidia’yı “entrikacı” olarak değerlendirmektedir [64]. Kısa süre sonra, III. Valentinianus annesinin yardımını kullanarak Aetius’u tahttan uzaklaştırmaya başlamıştı. Livius’un çok doğru belirttiği gibi (Plasidia’yı tarif ederken ona “Tanaquil” der), Plasidia imparatorun annesi olduğu için “asilzade olduğu” bellidir.
4a. BİRİNCİ İMPARATORLUK. Livius, “ O (yani Yaşlı L. Tarquin - A.F.), kral ile tanışıklığını kısa süre içinde en sıkı dostluğa dönüştürmüştü... kendisi hem devlet işleri hem özel işler hem barış hem savaşa dair görüşmelere katkıda bulunmuştu” diye yazmaktadır [482], kitap 1:34, s.60. Her konuda sınanmış olan (Yaşlı L. Tarquin - A.F.) KRALIN ÇOCUKLUĞUNUN VASİLİĞİNE... bile atanmıştı [482], kitap 1:34, s.60.
# 4b. ÜÇÜNCÜ İMPARATORLUK. Genç III. Valentinianus ile vasisi Aetius arasında ilkin çok yakın, neredeyse bir akrabalık ilişkisinin olması doğaldır. Üstelik Livius’un doğru şekilde belirttiği gibi, III. Valentinianus Plasidia’nın OĞLU olduğu için, Aetius KRAL ÇOCUĞUNUN vasisidir. Tarihçiler, “III. Valentinianus 27 yaşına girmeden önce (444 yılında) kimsenin, Aetius’un DEVLETİ YÖNETME HAKKINA itirazı yoktu” diye yazıyorlar [64], s.35.
5a. BİRİNCİ İMPARATORLUK. Böyle bir vesayetin var olması olgusu “Krallık Roması’nın” tarihi için EŞSİZ bir şeydir. Birinci Roma İmparatorluğu’nun başka hiçbir kralının (Livius’a göre) böyle bir niteliği yoktur. Ancus Marcius 24 yıl boyunca hüküm sürmüştü [482]. Bu da analoğuna yönelik Kutsal Kitap bilgileriyle çok iyi uyuşmaktadır, aşağıya bakınız.
# 5b. ÜÇÜNCÜ İMPARATORLUK. Yukarıda tarif edilmiş olan VESAYET Üçüncü Roma İmparatorluğu’nun EŞSİZ bir olgusudur. Üçüncü Roma İmparatorluğu’nun başka hiçbir imparatoru böyle tarif edilmemişti. Uzun zaman boyunca, vasi olan annenin ve etkili arkadaşının himayesi altında bulunan başka hiç kimse yoktur. Aetius 21 yıl boyunca iktidarda kalmıştı, 3. bölüme bakınız. Mamafih, Kutsal Kitap fiilen bu döneme 24 yıl süren “fetret”i yerleştirmektedir. “Sayılar Yalana Karşı” kitabının 3. bölümüne ve Ek 4’teki “çift kayıtlı muhasebe”ye bakınız. Yani, Kutsal Kitap bu döneme tam da Titus Livius’un verdiği kadar süre vermektedir! Titus Livius’un, Roma tarihinin Kutsal Kitap versiyonunu seküler versiyonundan daha iyi bildiğini anlamaya başlıyoruz ve ileride buna daha iyi bir şekilde ikna olacağız.
6a. BİRİNCİ İMPARATORLUK. Livius, “(Yaşlı L. Tarquin - A.F.) hem evde hem de savaşta TECRÜBELİ ÖĞRETMENİN, yani Kral Ancus’un YÖNETİMİ altında Roma kanunlarını öğrenmiş... herkes ile hatta KRALIN KENDİSİ İLE yarışmıştı... (!- A.F.)” diye yazmaktadır [482], kitap 1:35, s.61.
# 6b. ÜÇÜNCÜ İMPARATORLUK. III. Valentinianus henüz fiilen onun HİMAYESİ VE YÖNETİMİ altındayken, Aetius’u tahttan uzaklaştırmaya devam etmektedir. III. Valentinianus olgunlaştıkça Aetius’un etkisi azalmaktadır.
7a. BİRİNCİ İMPARATORLUK. Yaşlı L. Tarquin, Roma’daki iktidarı nihayetinde kazanmıştı. Romalıların önünde konuşma yaparken onu krallığa seçmelerini rica etmişti. (?) Ancus Marcius’un yerine mi? Livius, halkın ona “krallık iktidarını sunmaktan yana olduğunu söylemişti. Tahtı ısrarlı bir şekilde isterken gösterdiği aynı ikbalperestlik bu adamın peşini... tahttayken bile bırakmıyordu.” [482], kitap 1:35, s.61.
# 7b. ÜÇÜNCÜ İMPARATORLUK. III. Valentinianus tüm iktidarı nihayetinde elde etmişti. Güya 444 yılında, Aetius savaşlarda bir sürü yenilgiye uğradıktan sonra kesin olarak etkisini yitirmişti. III. Valentinianus kendisine hep yük olan himayeden kurtulmuştu [64]. Bütün bunlar (Livius’un ifadelerine göre) “TECRÜBELİ ÖĞRETMEN” Aetius hâlâ hayattayken gerçekleşmektedir.
8a. BİRİNCİ İMPARATORLUK. Titus Livius, Ancus Marcius’un iktidarı nasıl kaybettiği ile ilgili hiçbir şey bildirmemektedir. Livius’a göre, Yaşlı L. Tarquin iktidarı halkın kabulü üzerine barış yoluyla almıştır. Livius nedense Ancus Marcius’un vefatı ile ilgili hiçbir şey söylemiyor [482]. Tarihçi Eutropius, Ancus Marcius’un “bir hastalık yüzünden yönetiminin 24. yılında vefat ettiğini” bildirmektedir [269], s.8.
# 8b. ÜÇÜNCÜ İMPARATORLUK. III. Valentinianus iktidarı barış yoluyla almıştır. Vasisi olan Aetius’un etkisinin kesin olarak azaldığı 444 yılında hiçbir darbe ortaya çıkmamıştır. III. Valentinianus iktidarı elde ettikten kısa süre sonra Ravenna’da Aetius’u öldürmüştür [579]. Gördüğümüz gibi, Livius nedense bunu söylememiştir.
Livius’un bu olayları İtalya’ya atfettiği düşünülmektedir. Öte yandan, bütün bunları Üçüncü Roma İmparatorluğu ile karşılaştırdığımızda, başka vakayinamelerin bu olaylardan en azından bazılarının başta İstanbul Boğazı’ndaki Yeni Roma olmak üzere Doğu’da ortaya çıktığını bildirdiğini anlamaya başlıyoruz. Bunların bir karışıklığın ya da Yeni Roma’nın birçok olayının İtalyan Roması’na (kâğıt üzerinde) atfedildiği kasıtlı tarih çarpıtmasının izleri olması mümkündür. “Antik” Roma’nın gerçekten nerede bulunduğunu “Oka ile Volga nehirleri Arasındaki Alanda Krallık Roması” kitabımızda anlatmaktayız.
&5. YAŞLI L. TARQUİN, III. VALENTİNİANUS, MENAHEM, PEKAHYA, PEKAH
a. BİRİNCİ İMPARATORLUK. Livius’a göre YAŞLI L. TARQUİN dönemi. Res. 5.6’ya bakınız.
# b. ÜÇÜNCÜ İMPARATORLUK. Güya M.S. 444-476 yılları. III. VALENTİNİANUS (444-455) ve RİCİMER (456-472).
## c. KUTSAL KİTAP. MENAHEM + PEKAHYA + PEKAH (FAKH). Burada
PEKAH, RİCİMER’in analoğudur, 3. bölüme bakınız.
1a. BİRİNCİ İMPARATORLUK. Yaşlı L. Tarquin SABİNLİLER İLE sadece bir ama SON DERECE ZOR BİR SAVAŞ sürdürmektedir. Savaşın gidişatı hiç belli olmamış, nihayetinde barış antlaşması ile sona ermiştir [482], 1. kitap.
# 1b. ÜÇÜNCÜ İMPARATORLUK. III. Valentinianus ünlü kral Attila ile sadece BİR AMA SON DERECE ZOR BİR SAVAŞ sürdürmektedir. Başarı sürekli ya bir tarafa ya da öbür tarafa geçiyordu. Eninde sonunda Roma Attila’ya büyük bir haraç vererek onunla bir barış antlaşması yapmıştır. 3. bölüme bakınız.
## 1c. İSRAİL-YEHUDA. III. Valentinianus’un sureti olan Kutsal Kitap Menahemi, Kral Tiglat-Pileser (yani Ful ya da Tul) ile sadece BİR ama SON DERECE ZOR BİR SAVAŞ sürdürmektedir. Savaş Menahem’in Ful-Tul’a fidye ödemesi ile sona ermişti. Belirtmiş olduğumuz gibi, Kutsal Kitap Barbar kralı Ful-Tul’un Attila’nın sureti olması mümkündür.
2a. BİRİNCİ İMPARATORLUK. Livius’a göre YAŞLI L. TARQUİN döneminin sonu siyaset açısından gayet fırtınalı idi. Roma’da azılı bir iktidar savaşı patlak vermişti [482], kitap 1:40, s.67-68.
# 2b. ÜÇÜNCÜ İMPARATORLUK. Üçüncü İmparatorluk’ta 444-476 yılları döneminin sonunda iktidarda güya Ricimer (456-472) bulunmaktadır. Üçüncü İmparatorluk’taki en ağır karışıklıklardan biriydi. Bu dönemde daha fazla iktidar savaşı ve Ricimer’in tahta oturtup sonra tahttan indirdiği bir dizi geçici imparator görüyoruz. Ricimer öldükten sonra, güya 472-475 yılları arasında bir iç savaş imparatorluğu sarsmıştı, 3. bölüme bakınız.
## 2c. İSRAİL-YEHUDA. Kutsal Kitap’a göre bu dönem PEKAH ile bitmiştir. “Hoşea,... Pekah'a bir TUZAK kurdu... ve ONU ÖLDÜRDÜ” (2. Krallar 15:30). Livius’un versiyonunun, Roma tarihinin seküler versiyonundan çok Kutsal Kitap’ın versiyonuna yakın olduğunu yine görüyoruz.
&6. SERVİUS TULLİUS, ODOACER, BÜYÜK TEODERİK
a. BİRİNCİ İMPARATORLUK. Livius’a göre “SERVİUS TULLİUS” dönemidir. Res.5.7’ye bakınız.
# b. ÜÇÜNCÜ İMPARATORLUK. Güya M.S. 476-526 yılları dönemidir. ODOACER (476-493) + BÜYÜK TEODERİK (493-526 ya da 497-526).
1a. BİRİNCİ İMPARATORLUK. Bu “antik” kralın “SERVİUS” ismini işaretleyelim. Üçüncü İmparatorluk’ta ortaya çıkmak üzere olan “SEVERUS” ismine yakın olduğu bellidir. Livius, Servius Tullius’u çok sağduyulu, akıllı ve sert bir politikacı olarak değerlendirmiştir [482].
# 1b. ÜÇÜNCÜ İMPARATORLUK. Odoacer’in İkinci İmparatorluk’taki sureti Septimius SEVERUS’tur. Onun ismi SERVİUS ismine yakındır. ODOACER ve BÜYÜK TEODERİK Üçüncü İmparatorluk’ta sağduyulu yöneticiler olarak bilinmektedir. Bu onların, anarşinin geçmiş dönemindeki imparatorlara kıyasla farkıdır. Bu arada, İkinci İmparatorluk’ta İmparator Geta (209-212) Severus (Servius) ile birlikte iktidarda bulunmaktaydı. Üçüncü İmparatorluk’ta ise Kral Büyük Teoderik GOT’tur. GETA ve GOT isimleri hemen hemen özdeştir.
&7. GURURLU TARQUİN, GOT HANEDANI
a. BİRİNCİ İMPARATORLUK. Livius’a göre “GURURLU TARQUİN” dönemidir. Res.5.7’ye bakınız.
# b. ÜÇÜNCÜ İMPARATORLUK. Güya M.S. 526-552 yıllarına ait olan dönemdir. GOT HANEDANI.
Bu son iki dönem arasında bulduğumuz paralellik, “Skaliger ders kitabı” analizimiz için, özel bir bölüm adanacak kadar önemlidir. (Sonraki bölüme bakınız).
Bu arada şimdi ortaya çıkması doğal bir soruya cevap verelim. Titus Livius’un kitabının yüzde kaçı Üçüncü İmparatorluk ile paralellik taşıyan olaylara dairdir? Başka deyişle, Livius’un aktardığı bilgilerin yüzde kaçı yukarıda sözü geçen “kaplamaların” arasına alınmamıştı? Anket-kodlar açısından bu soru şu şekilde görünmektedir: АК-34 bölümünün hacmi ne kadardır? “Sayılar Yalana Karşı” kitabı, 5. bölüme bakınız.
Titus Livius’un metninin daha çok, hep ayrı bir olaya adanmış olan tek tük öykülerden ibaret olduğunu kaydedelim. Livius bir öyküyü tarif ettikten sonra ona bir daha asla dönmemişti. Dolayısıyla X=A/B değerini değerlendirmek oldukça kolaydır. Bu arada A, Üçüncü İmparatorluk ile paralellik taşıyan öykülerin mesela sayfalık hacmini yansıtmaktadır. B ise Livius’un “Tarih”inin yukarıda Üçüncü İmparatorluk ile karşılaştırılmış olan parçasının toplam hacmidir. X değerini hesapladık: X=% 67. Bu, LİVİUS’UN KRALLIK ROMASI’NI TARİF EDEN METNİNİN YÜZDE 67’SİNİN ÜÇÜNCÜ İMPARATORLUĞUN TARİHİNE UYMASI demektir. Bütün paralellikleri bulamamış olmamız da mümkündür. Ayrıca, Livius’un metninin kalan yüzde 33’ünün Üçüncü Roma İmparatorluğu ile ilgili düşüncelerimizin temelinde bulunan diğer Orta Çağ vakayinamelerinde hiç tarif edilmemiş olayları anlatmış olması olasıdır.
Res. 5.8’de Titus Livius’un güya XV. yüzyıldaki “Şehrin kuruluşundan itibaren” (Ab urbe condita) kitabından bir sayfa gösterilmiştir [1229], s.29. Resimlerin ve tüm kitabın görünüşü tam da Orta Çağ tarzındadır. Üst sol köşede, Titus Livius’un kahramanları olan “antik” Romalıların savaşını görmekteyiz. Bunların hepsi kafalarında SİPERLİ miğferler olan, ağır zırhlı tipik Orta Çağ şövalyeleridir. Sağda ve aşağıda Orta Çağ Hristiyan armalarını görmekteyiz. Tarihçiler bizi, Orta Çağ ressamlarının bu armaları yalnızca kitap müşterileri beğensinler diye tasvir ettiklerine inandırmaktadır. Ancak büyük bir ihtimalle hem Orta Çağ armaları hem de Orta Çağ Roma şövalyelerinin tasvirleri sadece, Orta Çağ yazarı Titus Livius’un kitaplarında tarif edilen Orta Çağ gerçeğini yansıtmaktadır.